Dünden Bugüne İngilizce'nin Değişimi
Her dil gibi İngilizce de yıllar içinde fark etmesek de değişiyor. Bunu her zaman kötü olarak algılayıp yeni neslin dil kullanımını acımasızca eleştirmek doğru değil. Çünkü bu yeni bir oluşum da değil. Eğer 1940’ların İngilizcesini korumak için uğraşıyor olsaydık o zaman televizyon, kablo, bilgisayar, modem gibi aletleri nasıl isimlendirecektik? Gördüğünüz gibi dil kullanıcıların ihtiyacıyla uyumlu bir değişim seyretmiştir. Bu değişimi saptamak her zaman kolay değildir. Fakat yıllar önceki metinlere bakarak bunu anlayabilmekteyiz. Örneğin; 16. Yüzyıl Shakespeare eserleri okuduğumuzda bu farkı bir nebze hissederiz. Ya da eğer yaklaşık 10 yüzyıl kadar geriye gidersek Beowulf’taki İngilizcenin neredeyse farklı bir dil gibi olduğunu görürüz. Ayrıca sadece kullanıcıya göre değişen kullanım değil, İngilizcenin siyasal ve coğrafi sebeplerle farklı kullanımlarının ortaya çıkması da dilin değişimine katkıda bulunmuştur. Birçok “İngilizce şivesi” oluşmuştur bunun sonucunda.
Cümle Örnekleri
Çoğu dil standart bir versiyona sahiptir. Bu hükümet, eğitim vb. resmi işlemlerde kullanılan dildir. Bizdeki İstanbul Türkçesini buna örnek sayalım. Bu standart dediğimiz dili “doğru” kılar mı? Bence hayır, her bir şive kendine ait kurallara sahiptir. Mesela İstanbul Türkçesini standart kabul ettik diye “Azeri Türkçesi gramatik değildir, doğru değildir.” diyemeyiz.
“She didn’t buy any clothes.” ve “She didn’t buy no clothes.” cümlelerini ele alalım. Standart İngilizcede ilk cümle doğru olandır. Çünkü cümlede iki negatif yer alamaz. Öte yandan bazı şivelerde ve hatta eski İngilizcede çift negatif kullanımı kabul görür ki bu bugün İtalyanca ve İspanyolca gibi bazı dillerde de kabul görmektedir. Sonuca varmak gerekirse; bu iki farklı kullanım için de “doğrudur.” diyemeyiz, dememeliyiz ya da onları yanlış, kötü, mahalle ağzı diye niteleyemeyiz. Eğer ikinci cümleye çok rastlamadıysanız ona şiddetle karşı gelme ihtimaliniz tabii ki yüksek ama bu onun statüsünü düşürmez. Çünkü en başta bahsettiğimiz gibi dil değişmektedir. Hem ihtiyaçlarımıza, hem kullanıldığı coğrafyaya, ortama göre değişir dil.
Gramatik olarak like kelimesinden sonra cümle gelmemelidir, gelecekse as ile kullanılır. Fakat genç nesil like kullanmaktadır. “I’m like ‘oh, wow, is it possible?’ ” cümlesi gibi cümleler giderek yaygınlaşmaktadır. İngilizcenin bu değişimini yadırgamak doğru olmaz. Çünkü hiçbir zamanda dil değişmeyi bırakmamıştır. Şimdi de bırakmayacaktır. Her zaman insanların ihtiyaçları doğrultusunda şekillenmeye devam edecektir. Bu yüzden yeni bir kullanım duyduğunuzda durun ve deyin ki zaman değişiyor, İngilizce değişiyor…