Çift Dilli Çocuk Yetiştirmek
Blog
Çift Dilli Çocuk Yetiştirmek
Çift Dilli Çocuk Yetiştirmek
Çocuklar, çevrelerindeki insanların konuşma biçimlerine inanılmaz derecede duyarlıdırlar. Sadece bir dil söz konusu olduğunda bile, erkeklerin ve kadınların konuşma biçimleri arasındaki farkları, kibar ve kaba konuşma biçimleri arasındaki farkı çok çabuk öğrenirler. Çocuklar için, iki dili aynı anda öğrenmek oldukça kolaydır.
Elli yıl önce Kuzey Amerika'daki eğitimciler göçmen ebeveynlere evde İngilizce konuşmalarını tavsiye ediyorlar ve çocuklarının okuldaki başarılarının böylece artacağını ifade ediyorlardı. O dönemde bazı araştırmacılar, iki dile erken maruz kalmanın çocukları dezavantajlı hale getirdiğini düşünüyorlardı. Son dönemde yapılan yeni araştırmalar ise bunun böyle olmadığını göstermiştir. Dezavantajın aksine, çift dile maruz kalmanın çocuklarda daha esnek düşünme gibi avantajlar sağlayabileceğini göstermektedir. Bu da şunu göstermektedir ki daha önceki araştırmaların tespit ettiği dezavantajlar, genellikle göçmenlerin yaşamlarının zorluklarıyla bağlantılı olarak ortaya çıkmıştı.
Çift dilli yetişkinler gibi, çift dilli çocuklar da bir dili konuşurken diğer dilden kelimeleri kullanırlar. Buna kod değiştirme denir. Ancak bu, hangi dili konuştukları konusunda kafalarının karışık olduğu anlamına gelmez. Çift dilli çocukların tek dilli kişilerle konuşurken sadece ilgili dili kullanmaya dikkat ettikleri de bir başka olgudur.
Çocuklara Çift Dil Öğretmeye Başlamak
Ebeveynler çocuklara yürümeyi veya gülümsemeyi öğrettiklerinden daha fazla "konuşmayı" öğretmemektedir. Dil gelişiminde en önemli şeyler maruz kalma ve ihtiyaçtır. Çocuklar doğdukları andan itibaren birçok farklı insanla çeşitli koşullarda bir dile maruz kalırlarsa ve çevrelerindeki dünyayla etkileşime girmek için dile ihtiyaçları olduğunu düşünürlerse, o dili öğrenmeye başlayacaklardır. Eğer doğdukları andan itibaren farklı insanlarla farklı koşullarda çift dile maruz kalırlarsa ve etraflarındaki insanlarla iletişim kurmak için her iki dile de ihtiyaçları olduğunun farkına varırlarsa, her iki dili de öğreneceklerdir.
Çocuklar doğumdan itibaren iki dile maruz kalırlarsa, ikisini de zorlanmadan öğrenebilirler ve bunun onlara hiçbir zararı dokunmaz. Asıl zor olan kısım, her iki dile de yeterince doğal biçimde maruz kalmalarını sağlamaktır. Çoğu zaman, öğrenmelerini istediğiniz iki dilden biri bir şekilde "daha önemli" olacaktır ve işin püf noktası, çocuğun "daha az önemli" olan dile doğal biçimde ve zorlanmadan maruz kalmasıdır. Bunu başarmanın en iyi yolu, çocukları "daha az önemli" olan dilin kullanıldığı ortamlarda bulundurmaktır.
Önemli ve Daha Az Önemli Dil
Bir dilin diğerinden daha sık ihtiyaç duyulması halinde bir dilin çocuklar için daha önemli görünmesi muhtemeldir. Örneğin, çift dil kullanılan bir evdeki Amerikalı anne ve Türk babanın birbirleriyle İngilizce konuştuğunu varsayalım. Çocuklar Türkçenin olmadığı durumlarda İngilizcenin kullanıldığını fark edecek ve İngilizcenin "daha önemli" olduğunu düşüneceklerdir. Fakat aynı aile Türkiye'ye taşınırsa, çocuklar İngilizce'nin yerine pek çok durumda Türkçenin kullanıldığını fark edecek ve Türkçenin "daha önemli" olduğuna karar vereceklerdir. Bazı çocuklar bu farklılıklara karşı çok hassastırlar ve özellikle de diğer çocuklar kullanmıyorsa, "daha az önemli" dili kullanma konusunda isteksiz olabilirler. Burada bir dilin "daha önemli" olması sadece çocukların bakış açısını yansıtmaktadır.
Muhtemel Sorunlar
Çift dilli çocuk yetiştirmede, çocukların her iki dili de sıklıkla ve çeşitli koşullarda duyması gerekmektedir. Bir ebeveyn dışında "daha az önemli" dili hiç duymazlarsa, o dilin doğal olarak gelişmesi için yeterli maruz kalma ortaya çıkmayabilir. Her iki ebeveyn de "daha önemli" dili anladıkları takdirde, çocuklar "daha az önemli" olan dile ihtiyaç duymayabilirler. Bu durumlarda, başka maruz kalma kaynakları ve ihtiyaç duygusunu yaratmanın diğer yollarını bulmak önemlidir.
Tek dilli büyükanne ve büyükbabalar bu durumda yardımcı olabilir. Çocuklara bakmak için başka bir dil konuşan bir kuzen ya da büyükanne ya da ücretli bir bebek bakıcısına başvurulabilir. Sadece TV izlemekle kalmayıp diğer insanlarla etkileşimi de içeren maruz kalmaya ihtiyaç vardır.
Başka bir sorun ise maruz kalmayı doğal hale getirmektir. Çocuklar garip veya utanç verici bir şey yapmaya zorlandıklarını düşünürlerse, muhtemelen buna direneceklerdir. Bazı kurallar koymak, örneğin bazı günlerde bir dili, diğer günlerde diğer dilde konuşmak, zorlayıcı olabilir ve olumsuz bir tutumun ortaya çıkmasına neden olabilir.
Başka bir sorun ise dışlanmadır. Ebeveynlerden biri diğerinin dilini konuşamıyorsa (örneğimizdeki Amerikalı annenin Türkçe bilmediğini varsayalım), çocuklar babalarına Türkçe bir şeyler söylediklerinde anneleri anlamayacaktır. Bu, her iki ebeveynin de bulunduğu ortamlarda çocukları ebeveynlerin dillerinden birini konuşmaya isteksiz hale getirebilir.