Çocuklara Yabancı Dil Öğretmek
Blog
Çocuklara Yabancı Dil Öğretmek
Çocuklara Yabancı Dil Öğretmek
Bu globalleşen dünyada iyi bir gelecek hayali kurmak, bazı gereklilikleri beraberinde getiriyor tabii. Bunlardan birisi de iş imkanlarının sağlanması. Hepimiz farkındayız ki iş imkanını artırmak isteyen bir genç kendisini geliştirmenin bilincinde olmalı. Bunun başında da yine yabancı dil bilmek geliyor. Eğitimciler genel olarak ülkece bunun farkında belli ki. Yabancı dil eğitiminin 2. sınıftan itibaren genç öğrencilere verilmesi de bunun göstergesi resmen. Ama durum aslında böyle değil. İlkokuldan lisansa kadar eğitim görmüş gençlerimizin dilinde şu cümleler dolanıyor : “ Bir şeyler anlıyorum ama konuşamıyorum.” Anlaşılan o ki dil eğitiminde ciddi bir yanlışlık var. Bu temelden gelen bir yanlışlık. Bunu üstünkörü inceleyecek olursak; nasıl eğitim verilmesi gerektiğine değinmekte fayda var.
Çocuklarda dil gelişimi hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Yabancı Dil Öğretimi Nasıl Olmalı?
Yabancı dil öğretmenliği, eğitim fakültesi mezunu öğretmen adaylarımız; ”Genç öğrencilere nasıl dil eğitimi verilir?” başlığını pedagojik açıdan detaylı biçimde ele alıyorlar. Eğitimciler gramere odaklanmanın aksine, dört temel beceri olan sırasıyla ; “ dinleme, okuma (receptive skills), konuşma ve yazma (productive skills)“ konularına odaklanmak konusunda hassas davranıyor. Genç öğrenciler daha fazla dilin kendisine maruz bırakılmalı, dil bilgisine değil, diyorlar. Yeni doğan bebeklerin ana dili konuşmayı öğrenme aşamasında, iletişim kurmak için ebeveynler, çocuklarını basite indirgenmiş cümlelere hatta öncelikle kelimelere maruz bırakıyorlar. 1 yaşındaki bir bebeğe dil kurallarını öğretmek kadar anlamsız genç öğrencilere grameri öğretmek. Dolayısıyla dile karşı duyulan sempatiklik de ortadan kalkmış olup karmaşık bir hal alıyor onlar için her şey.
Montessori eğitimi hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.
Belki de son yıllarda sıkça duyduğumuz eğitimde gramere fazla odaklanıyoruz cümlesini bir kez de burada duydunuz, gördünüz. Ancak çokça belirtmek belki de farkındalık yaratır ve pratiğin de aslında önemli olduğunu hatta daha önemli olduğunu anlamamıza sebep olur. Oyunlar, hikayeler, drama ve şarkılar yoluyla eğlenceli ve aktif bir dil eğitimi için yaratıcı öğretmenlerimize ihtiyaç var. Hal böyle olursa dil öğrenmek çok da zor olmasa gerek. Yani ben derim ki yenidünyaya ayak uydurmayı zorlaştırmayalım. Dil eğitimi için insan neslini, Türkiye gerçeğini daha yaratıcı yollarla destekleyelim. Sizce de öyle yapmayalım mı?