Ders 15: Modals Part 4
Perfect Modals Explained
Perfect modals, geçmişteki bir eylem ya da durumun şu anki düşüncelerle değerlendirildiği bir dil yapısıdır. Bu modallar, bir olayın geçmişte olup olmadığına dair olasılık, zorunluluk, çıkarım ve pişmanlık gibi anlamlar ifade etmek için kullanılır. "Have + past participle" yapısı ile birlikte kullanılan modallar, geçmişte gerçekleşmiş ancak şu an hakkında konuştuğumuz eylemlerle ilgilidir.
En yaygın kullanılan mükemmel modallar şunlardır: must have, might have, could have, should have, would have. Bu modallar, geçmişte gerçekleşmiş olan veya gerçekleşmemiş olan eylemleri tartışmak için kullanılır.
Must Have
"Must have," geçmişteki bir eylemin kesinlikle yapılmış olduğuna dair güçlü bir çıkarım yaparken kullanılır. Bu modal, olayın ya da durumun kesin olduğunu düşündüğümüzde kullanılır.
- She must have left early, since there’s no one at the office now. (Burada, ofiste kimse olmadığına göre, onun erken gitmiş olduğuna kesinlikle inanılır.)
- He must have been tired after the long journey. (Uzun yolculuktan sonra yorgun olduğuna kesinlikle inanılır.)
Açıklama: "Must have," geçmişteki bir eylemin kesinlikle gerçekleştiği anlamına gelir. Konuşan kişi, olayın gerçekleşmiş olduğuna dair güçlü bir çıkarım yapar.
Might Have / May Have / Could Have
Bu modallar, "must have"e göre daha az kesinlik ifade eder ve bir olayın olma olasılığına dair konuşurken kullanılır. Kesin bir kanıt yoktur, ancak bir şeyin olmuş olabileceği kabul edilir.
- She might have missed the train. (Treni kaçırmış olabilir, ama kesin değil.)
- He may have forgotten about our meeting. (Toplantıyı unutmuş olabilir, ama net değil.)
- They could have been at the party last night. (Gece partide olmuş olabilirler, ama kesin değil.)
Açıklama: Bu modallar, geçmişteki bir eylemin olma olasılığını ifade eder. Ancak, kesin kanıt olmadığı için bu olayların olma olasılığı daha düşüktür ve genellikle tahminler üzerine konuşulur.
Should Have
"Should have," geçmişte yapılması gereken ancak yapılmayan bir şeyin pişmanlığını veya eleştirisini ifade eder. Bir eylemin yapılması gerektiği ancak yapılmadığı durumlarda kullanılır.
- You should have studied harder for the test. (Sınav için daha çok çalışman gerekirdi, ama bunu yapmadın.)
- I should have called you earlier. (Seni daha erken aramalıydım, ama yapmadım.)
Açıklama: "Should have," geçmişte yapılması gereken bir şeyin yapılmaması durumunda kullanılır. Konuşan kişi, yapılmayan şeyin önemli olduğunu ve pişmanlık duyduğunu ifade eder.
Would Have
"Would have," geçmişte gerçekleşmeyen ancak farklı bir koşul altında gerçekleşebilecek eylemleri ifade etmek için kullanılır. Bu modal, genellikle bir şeyin neden olmadığını anlatan hipotezler sunar.
- I would have helped you if I had known you were in trouble. (Sorun yaşadığını bilseydim, sana yardımcı olurdum.)
- They would have arrived earlier if they hadn’t missed the bus. (Otobüsü kaçırmasalardı, daha erken gelirlerdi.)
Açıklama: "Would have," geçmişte gerçekleşmeyen ancak farklı koşullar altında gerçekleşebilecek bir durumu anlatır. Burada konuşan kişi, şartların farklı olsaydı eylemin gerçekleşeceğine dair bir çıkarım yapar.